İstanbul’un Sokak Lezzetleri
Vapurda çayın en iyi arkadaşı simit, Eminönü denildiğinde akla gelen balık-ekmek, kış aylarının vazgeçilmezi kestane kebap, hem közlemesi hem haşlamasıyla her köşe başında rastlayabileceğiniz süt mısır, bir tutam tarçınla lokma tatlısı…
İstanbul’un sokak lezzetleri sadece günümüz yaşam şeklinin bir parçası değil. Geçmiş zaman İstanbul’unun sokaklarında da benzer görüntülerin yaşandığı biliniyor. Geleneksel Türk ve Osmanlı mutfak kültürü üzerine yazıları bulunan Prof. Dr. Artun Ünsal, geleneksel çarşı mutfağını anlattığı bir yazısında Osmanlı’daki sokak satıcıları ile ilgili de bilgiler veriyor ve 1890’lı yıllarda İstanbul’a gelmiş olan Amerikalı gezi yazarı Francis Marion Cravvford’un yazılarına değiniyor. Buna göre; 1890’lı yılların İstanbul’unda da “hasır tablalarını kalabalığın içinde bir aşağı bir yukarı taşıyan yiyecek ve içecek satıcıları” yer alıyor. Bu satıcıları yazar şöyle sıralıyor: Ekmek, pide ve peksimet satanlar, yuvarlak tablasında birkaç çeşit peynirin yanı sıra yoğurt satanlar, tahta şişlere geçirilip ızgara yapılmış kuzu ve koyun eti parçacıklarından oluşan kebap ile büyük bir tencerede sıcak tutulan pilav yahut kabak ve diğer sebze dolmaları satan aşçılar, şekerleme satıcıları, muhallebiciler ve şerbet satanlar. Amerikalı yazar sokaklarda satılan bu ürünlerin kalitesini “…insan yiyecek ve içecek satan bütün bu seyyar satıcıların aşırı temizliğine ve sattıkları şeylerin gerçekten iştah kabartan görüntüsüne hayran kalıyor.” diyerek anlatıyor. (1)
Sokak satıcıları hala İstanbul’un sokaklarını renklendirmeye devam ediyor.
Kaynak:http://www.istanbul.gov.tr/sokak-lezzetleri
1)Artun Ünsal, 2012, “Geçmişten Günümüze İstanbul’un Lokantaları”, Şehir ve Kültür: İstanbul, Profil Yayıncılık, İstanbul, s.403.